Bugünün dünyası, bilgi çağını yaşadığını iddia ederken aslında bir “bilgi kirliliği” çağını yaşamaktadır. Gençlerin elindeki telefonlar, kütüphaneler dolusu esere erişim imkânı sağlarken; aynı zamanda onları sahte gündemlere, boş tartışmalara ve sanal bağımlılıklara mahkûm ediyor.
Bilim ve teknoloji, insanlığa yeni ufuklar açmak için var iken; çıkar gruplarının elinde kâr hırsının ve denetimsiz bir tüketim düzeninin aracı hâline geliyor. Siyaset, millet için bir hizmet vasıtası olması gerekirken; bugün çoğu kez kavgaların, kutuplaşmaların ve şahsi çıkarların arenasına dönüşüyor.
Gençlerimiz, bir yandan işsizlik ve gelecek kaygısıyla boğuşuyor; diğer yandan küresel kültürün dayattığı kimliksizleştirme projeleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor. Böyle bir tabloda, “alternatifsiz” gibi sunulan yaşam biçimlerinin aslında birer çıkmaz sokak olduğunu görmek gerekir.
Oysa biz inanıyoruz ki; bu çağın gerçek alternatifi, köklerinden beslenen ama ufkunu çağın ötesine diken bir medeniyet tasavvurudur.
Adaletle güçlenen bir siyaset, bilimle yoğrulan bir gençlik, maneviyatla beslenen bir toplum, işte bizi yarınlara taşıyacak olan budur.
Ak Sancak Cemiyeti olarak duruşumuz nettir:
Teknolojiyi insanlığın hizmetine sunmak, siyaseti hakikatin ve adaletin dili kılmak, gençlere kimlik ve ideal kazandırmaktır. Çünkü biz biliyoruz ki; güçlü bir gelecek, sadece ekonomik yatırımlarla değil, fikrî ve manevi yatırımlarla inşa edilir.