FİKİR VE DURUŞ

Fikir ve Duruş – 9

 

FİKİR VE DURUŞ – 9

Siyaseti Dar Alan Çekişmesi Değil, Milli Akıl İnşası Olarak Görmek

Türkiye’de yıllarca siyaset; milletin beklenti, umut ve istikamet arayışının ana taşıyıcısı oldu.

Bugün de öyle. Ancak bu kıymetli süreç zaman zaman dar tartışmaların, kısa vadeli çekişmelerin gölgesinde kalabiliyor. Bize düşen; siyaseti polemik alanından çıkarıp daha geniş bir milli akıl inşası zeminine taşımaktır.

Siyaset, millet aklını büyütme sanatıdır.

Kutuplaşmayı değil; ortak paydada buluşmayı hedeflediğinde ülkeye gerçek katkı sağlar.

Çünkü fikir, karşıtlık üzerinden değil; adalet, ahlak ve vakar üzerinden güçlenir.

Ak Sancak Cemiyeti olarak bizim teklif ettiğimiz şey; şahıs merkezli değil ilke merkezli bir siyaset kültürüdür.

Kişiler gelir, isimler değişir; fakat değerler ve prensipler nesiller boyu yol gösterir.

Bu millet; doğruyu bulduğu her dönemde yükselmiş,

değerlerini yaşattığı her süreçte güçlü kalmıştır.

Ve biz inanıyoruz ki;

akıl, ruhla anlam bulduğunda kalıcıdır.

Medeniyet sadece kurumlarla değil; niyetle, ihlasla ve imanla yükselir.

Bu toprakların yürüyüşünü güçlendiren şey; sadece siyasi tecrübesi değil,

milletinin içinde taşıdığı o kadim inanç ve milli ruh mirasıdır.

Bizim fikrimiz ve duruşumuz da bu ruh ile derinlik kazanır.

Gerçek milli akıl; sandıktan sonra değil, sandığa gitmeden önce vicdanda kurulur.

Bizim mücadelemiz; kavga büyütmek değil, aklı geliştirmek üzerinedir.

Çünkü biliriz ki:

Devleti ve milleti ayakta tutan şey; gücün sertliği değil, doğrunun vakarına sadakattir.

Ak Sancak Cemiyeti

Resmî Yayın Kurulu

“Fikir ve Duruş” köşesi, 

Ak Sancak Cemiyeti’nin düşünce çizgisini, toplumsal ve millî meselelere bakışını yansıtan, maziden istikbale uzanan vizyonunu paylaşan bir yayın dizisidir. Bu köşe aracılığıyla cemiyetimiz, fikirde derinliği, duruşta kararlılığı ve milletin geleceğine olan sorumluluğu gündeme taşır.

Fikir ve Duruş – 8

Birlik, Adalet ve Kararlılık: Ruhun Mektebi

Bir milletin gücü, sadece ordusunun kudretinde ya da toprağının genişliğinde değil; adaletinde, ahlakında ve vakarında saklıdır.
Adalet, bir toplumun nefesidir; kesildiğinde hayat boğulur. Ahlak, ruhun mihveridir; eğildiğinde istikamet kaybolur. Vakar ise, insanın ve cemiyetin kendisine duyduğu hürmettir.

Birlik, bu üç değerin üst çatısıdır. Çünkü bir arada yaşamak, ancak adaletle mümkündür; paylaşmak, ancak ahlakla anlam kazanır; onurlu durmak, ancak vakar ile mümkündür.
Bugün milletçe en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, işte bu değerli dengeyi yeniden hatırlamaktır.

Zira çağın en büyük çürümüşlüğü, maddi zenginliğin ahlaki yoksulluğu örtmesidir.
Bir yanda imkânlar artarken, diğer yanda vicdanlar eksiliyor. Gelirdeki uçurum sadece ekonomiyi değil, kalpleri de ayırıyor.
Paylaşımın yerini gösteriş, dayanışmanın yerini menfaat aldığında; toplum, kendi özünden uzaklaşmaya başlar.

Demokrasi, sadece sandıktan çıkan irade değil; her bir bireyin adalet içinde yaşayabildiği bir ortamdır.
Gerçek adalet, yalnız güçlüye değil, zayıfa da söz hakkı tanıyan düzendir. O olmadan ne özgürlük anlam taşır ne de birlik uzun ömürlü olur.

Bugün her birimiz, bu bozulmuş düzenin karşısında duruş sahibi bireyler olmak zorundayız. Çünkü kararlılık; sadece idealleri savunmak değil, o idealler uğruna ahlaklı kalabilmektir.
Paylaşmak, yardımlaşmak, hakkı teslim etmek… bunlar birer erdem değil, bir medeniyet görevidir.

Ak Sancak Cemiyeti olarak biz, adaleti vicdanla, birliği ahlakla, kararlılığı vakar ile birleştiren bir gençliğe inanıyoruz.
Ruhun mektebi, işte bu değerleri öğretir:
Sözde değil özde dürüst olmayı, sahip olduklarını paylaşmayı, güç karşısında eğilmemeyi…

Çünkü biliriz ki, adaletsiz birlik zulme, ahlaksız güç yıkıma, vakarsız yaşam kimliksizliktir.
Ve ancak bu üç değeri bir arada yaşatabilen milletler, tarih sahnesinde onurluca yürüyebilir.

Ak Sancak Cemiyeti
Resmî Yayın Kurulu

Fikir ve Duruş – 7

İrade ve İstikamet: Bir Milletin Sessiz Gücü

Bir milletin kaderi, çoğu zaman gür seslerle değil; sabırla, iradeyle ve istikametle yazılır.
Zira büyük yürüyüşler, sessiz ama derin adımlarla başlar.

İrade, milletin yüreğinde yanıp duran bir ışıktır;
istikamet ise o ışığı karanlığa düşürmeden taşıma sanatıdır.
Bugün Türkiye, bu iki kudretle yol almaktadır:
Her imtihanın ardından yeniden dirilen bir irade,
ve her fırtınada yönünü kaybetmeyen bir istikamet…

Tarih boyunca bu topraklarda irade, inançla yoğrulmuş;
istikamet, hikmetle çizilmiştir.
Malazgirt’te bir sancağın gölgesinde, Çanakkale’de bir duanın içinde,
15 Temmuz gecesinde bir milletin kalbinde aynı ruh yükselmiştir.
Bu ruh, isimler değişse de aynı hakikate yaslanır:
Vatan, iman ve insan onuru.

Biz biliyoruz ki; irade olmadan istikamet kaybolur,
istikamet olmadan irade savrulur.
Bu yüzden Ak Sancak Cemiyeti olarak duruşumuz;
fırtınaya karşı dimdik duran, yönünü maziden alıp istikbale çeviren bir ruhun temsilidir.
Bizim yürüyüşümüz; öfkeyle değil vakar ile,
sloganla değil şuurlu bir inançla sürmektedir.

Çünkü irade, bir milletin kalbindeki sabırdır;
istikamet ise o sabrın yön bulmuş hâlidir.
Ve biz inanıyoruz ki, bu iki kudret bir araya geldiğinde,
milletin yürüyüşünü hiçbir fırtına durduramaz.

Ak Sancak Cemiyeti Resmî Yayın Kurulu

Fikir ve Duruş – 6

Birlik ve Devlet Aklı: Maziden İstikbale

Bir milletin gücü, yalnızca sayısında değil; aklının, inancının ve birliğinin derinliğindedir.

Devlet aklı, işte bu derinliğin en olgun hâlidir — duygudan ziyade hikmeti, aceleden ziyade istikameti temsil eder.

Maziden bugüne uzanan bu kadim akıl, Selçuklu’nun dirayetinden, Osmanlı’nın adaletinden ve Cumhuriyet’in kararlılığından süzülüp gelen bir emanettir.

Bu emanet, bugün de Türkiye’nin hem coğrafyasında hem vicdanında yeniden dirilmektedir.

Birlik, sadece yan yana durmak değil; aynı istikamete yürümektir.

Devlet aklı ise, bu yürüyüşü kaosa değil, düzene; öfkeye değil, stratejiye; korkuya değil, ümide yönlendirir.

Biz biliyoruz ki, maziden kopan bir millet istikbali göremez; istikbali unutan bir devlet de geçmişine ihanet eder.

Ak Sancak Cemiyeti olarak bizim duruşumuz; kökü mazide, hedefi istikbalde olan bir Türkiye’nin yürüyüşüne omuz vermektir.

Çünkü devlet; ideolojik bir zemin değil, tarihî bir ruhtur.

Ve bu ruh, her daim birliğin, adaletin ve kardeşliğin mihverinde yükselir.

Bugün bize düşen; geçmişin tecrübesini geleceğin vizyonuna taşımak, farklılıkları çatışma değil, zenginlik olarak görmektir.

Zira birlik, milletin kalbidir; devlet aklı ise o kalbi yönlendiren iradedir.

Maziden istikbale giden bu yol, milletin hafızasında bir dua, devletin ruhunda bir diriliştir.

Ve biz o duayı, sancağımızın gölgesinde taşımaya devam edeceğiz.

Ak Sancak Cemiyeti Resmî Yayın Kurulu

Fikir ve Duruş – 5

Hakikatin Bedelini Ödemek

Bir milletin büyüklüğü, sadece ordusunun gücüyle değil; fikirde, duruşta ve adalette gösterdiği kararlılıkla ölçülür.

Bugün hakikatin bedelini ödemek, devletinin yanında durmakla; milletin geleceğini, dış güçlerin değil, kendi iradesinin belirlemesiyle mümkündür.

Biz biliyoruz ki; güçlü bir devlet, mazlumların sığınağı, adaletin teminatıdır. Bu yüzden Ak Sancak Cemiyeti, inançla olduğu kadar akılla da devletinin yanında, milletinin safında durmayı bir onur bilir.

Çünkü duruş, sadece bir fikir değil; aynı zamanda bir sadakat meselesidir.

Hakikatin bedeli bazen iftiradır, bazen yalnızlıktır.

Ama bu bedeli ödemekten çekinenler, yarın istiklalin nimetinden de mahrum kalırlar.

Bizim yolumuz, kökü mazide olan, yönü istikbale bakan bir Türkiye’nin yoludur.

Bugün bize düşen; eleştirirken yıkıcı değil, yapıcı olmak, fikri mücadeleyi nefretle değil, hikmetle yürütmektir.

Çünkü devlet, milletin sığınağı; millet, devletin kalbidir. Bu dengeyi korumak, sadece bir tercih değil, tarihî bir sorumluluktur.

Hakikat; bazen bir sancaktır, bazen bir emanettir.

Biz o sancağı, her bedeli göze alarak taşımaya ant içtik.

Fikir ve Duruş – 4

Fikir ve Duruş – 4

Çağın Sorumluluğunu Üstlenmek

Zamanın ruhu bize sadece geçmişi hatırlatmakla kalmıyor; bugünün ağır sorumluluklarını da yüklüyor. Artık mesele yalnızca inançla sınırlı değil; aynı zamanda insan hakları, adalet, özgürlük, çevre, bilim ve toplumsal dayanışma gibi alanlarda da hakikatin yanında durabilmektir.

Ak Sancak Cemiyeti olarak biz biliyoruz ki, fikir, çağın sorunlarını görmezden gelerek değil; onları cesaretle ele alarak kıymet kazanır. Duruş ise sadece imanla değil; aynı zamanda vicdanla, akılla ve toplumsal adaletle birleştiğinde değerli olur.

Bugün dünyada savaşlar, yoksulluk, çevre felaketleri ve sosyal adaletsizlikler milyonları etkiliyor. Sessiz kalmak, sadece bugünü değil, yarını da kaybetmek demektir. Bizim yolumuz; insan onurunu, emeğin değerini, adaletin üstünlüğünü savunanların yoludur.

Maziden aldığımız ruhu, bugünün ihtiyaçlarıyla buluşturmak; hem imanımıza, hem vicdanımıza, hem de toplumsal sorumluluğumuza sadık kalmaktır. İşte bu sancak, sadece bir bayrak değil; geçmişin izzeti, bugünün mücadelesi ve yarının adil dünyası için yükseltilen bir işarettir.

Bugün bize düşen; kalemimizle, sözümüzle ve eylemimizle yalnızca inancımızı değil; insanlığın ortak değerlerini de savunmaktır. Çünkü hakikat, çağın bütün ihtiyaçlarını kucakladığında gerçek bir nur olur.

Fikir ve Duruş – 3

Fikir ve Duruş – 3

 

Bugünün dünyasında, her şeyin hızla aktığı bir çağdayız. Bilgi akıyor ama anlamı kayboluyor. Haberler, bilgi parçaları, görüşler birbirine karışıyor ve genç zihinlerde sağlam bir ufuk oluşturmak giderek zorlaşıyor.

Teknoloji her alana nüfuz etmiş durumda: İletişim, eğitim, eğlence… Ancak teknoloji tek başına bir amaç değil; insanlığın refahı için bir araçtır. Bunu unuttuğumuzda, yaşamımızı tüketim odaklı algılar, sahte gündemler ve yüzeysel bağlamlarla doldurur hale geliyoruz.

Siyaset ise yine olması gerektiği gibi değil. Hâlâ millet için bir hizmet vasıtası iken, kutuplaşmalar, çıkar çatışmaları ve popülist söylemler siyaseti değersizleştiriyor. Oysa siyaset, insanlığın ortak derdine çözüm bulma çabasıysa değer kazanır.

Gençlerin omuzlarındaki yük çok ağır: İşsizlik, belirsiz gelecek, kimlik krizi… Küresel kültürün dayattığı tek tipleştirme, köksüzleştirme tehdidiyle karşı karşıyalar.

Biz Ak Sancak Cemiyeti olarak şuna inanıyoruz:

Köklerinden beslenen, değerleriyle barışık bir kimlik;

Bilimsel düşünceyle yoğrulmuş bir gençlik;

Maneviyatın rehberlik ettiği bir toplum;

Adaletin hâkim, siyasetin hakkın, ahlakın sesi olduğu bir düzen.

Duruşumuz açıktır:

Teknolojiyi insanlık hizmetine sunmak,

Siyaseti hakikat ve adalet çerçevesinde kılmak,

Gençlere kimlik, ideal ve umut kazandırmak,

Ve daima kimsesizlerin kimsesi olmak.

Çünkü biliyoruz ki: Gerçek güç, yalnızca sermaye, yalnızca maddi ilerleme ile gelmez. Fikrî ve manevi iklimleri ihmal eden toplumlar uzun vadede çöker.

Fikir ve Duruş – 2

Bugünün dünyası, bilgi çağını yaşadığını iddia ederken aslında bir “bilgi kirliliği” çağını yaşamaktadır. Gençlerin elindeki telefonlar, kütüphaneler dolusu esere erişim imkânı sağlarken; aynı zamanda onları sahte gündemlere, boş tartışmalara ve sanal bağımlılıklara mahkûm ediyor.

Bilim ve teknoloji, insanlığa yeni ufuklar açmak için var iken; çıkar gruplarının elinde kâr hırsının ve denetimsiz bir tüketim düzeninin aracı hâline geliyor. Siyaset, millet için bir hizmet vasıtası olması gerekirken; bugün çoğu kez kavgaların, kutuplaşmaların ve şahsi çıkarların arenasına dönüşüyor.

Gençlerimiz, bir yandan işsizlik ve gelecek kaygısıyla boğuşuyor; diğer yandan küresel kültürün dayattığı kimliksizleştirme projeleriyle mücadele etmek zorunda kalıyor. Böyle bir tabloda, “alternatifsiz” gibi sunulan yaşam biçimlerinin aslında birer çıkmaz sokak olduğunu görmek gerekir.

Oysa biz inanıyoruz ki; bu çağın gerçek alternatifi, köklerinden beslenen ama ufkunu çağın ötesine diken bir medeniyet tasavvurudur.
Adaletle güçlenen bir siyaset, bilimle yoğrulan bir gençlik, maneviyatla beslenen bir toplum, işte bizi yarınlara taşıyacak olan budur.

Ak Sancak Cemiyeti olarak duruşumuz nettir:
Teknolojiyi insanlığın hizmetine sunmak, siyaseti hakikatin ve adaletin dili kılmak, gençlere kimlik ve ideal kazandırmaktır. Çünkü biz biliyoruz ki; güçlü bir gelecek, sadece ekonomik yatırımlarla değil, fikrî ve manevi yatırımlarla inşa edilir.

Çürüyen Değerler ve Diriliş İradesi

 

Bugün yaşadığımız çağ, maddi zenginliği çoğaltırken manevi değerleri tüketen bir ikilem içinde. Ahlakın yerini menfaat, maneviyatın yerini gösteriş, sosyal dayanışmanın yerini bireysel hırs, ekonominin ise adaletin değil açgözlülüğün kuralları belirler oldu.

Toplumun temeli olan aile zayıflatıldı; gençler, kimliksiz ve idealsiz bir girdaba sürükleniyor. Komşuluk hukuku, kardeşlik şuuru, alın terine saygı ve adaletin gölgesi; küresel düzenin dayattığı sahte değerler karşısında her geçen gün biraz daha eriyor.

Ancak biz inanıyoruz ki çürüme ne kadar derin olursa olsun, diriliş iradesi ondan da güçlüdür. Tarih boyunca milletimizi ayakta tutan iman, adalet ve kardeşlik, bugün de en büyük sermayemizdir.

Ak Sancak Cemiyeti olarak vazifemiz; yozlaşmaya karşı hakikati haykırmak, karanlığa karşı ışık olmak ve kaybolan değerleri yeniden toplumsal hayata taşımaktır. Çünkü biz biliyoruz ki ahlak olmadan huzur, maneviyat olmadan birlik, adalet olmadan kalkınma asla mümkün değildir.

 

info@aksancak.org.tr

Balgat Mah. Dr.Sadık Ahmet caddesi No:43/4 Çankaya/ANKARA